25 Şubat 2014 Salı

Maria V. Snyder - Büyü Üstası (Magic Study, Study Series 2)

Kitap Adı: Büyü Ustası
Orijinal Adın: Magic Study
Yayınevi: DEX
Sayfa Sayısı: 422
Tür: Macera, Fantastik
Puanım: 7.6


Kitap Arkası;
  'BİR SADAKAT DERSİ, ENTRİKA ÜZERİNE BİR UZMANLIK EĞİTİMİ.

 Yelena şu ana dek hayatta kalmayı başardı.
Çocukken kaçırıldığı, gençliğinin başında hapse atılıp çeşnici olmak şartıyla serbest bırakıldığı düşünüldüğünde yeterince acı çektiğini düşünebilirsiniz.
Fakat hayır.
Ixia'da yasaklı büyü güçleri ona bir idam fermanı getirdi.
 Tek şansı Sitia'ya doğduğu yere dönmek.

Ancak Sitia ona çok yabancı bir yer.
Burada güçlerini kontrol edemiyor.
Başıboş bir büyücü korku salıyor ve kurban olarak Yelena'yı seçiyor.

 BÜYÜ BECERİLERİ YELENA'YI KURTARACAK MI... YOKSA SONUNU MU GETİRECEK?

Yelena'nın hikayesi Zehir Ustası'nın ardından Büyü Ustası ile devam ediyor.

"Snyder'ın romantizmi ve aksiyonu aynı potada erittiģi bu enerjik ve büyüleyici karışımın kendisine yeni hayranlar kazandıracağına hiç şüphe yok. Büyü Ustası fantastik türün7n mükemmel bir örneği."
Publishers Weekly

"Snyder yine on ikiden vurmuş! Büyü Ustası daha en başından ilginizi çekiyor ve sizi kendine bağlıyor... Kesinlikle okunması gereken bir kitap."
In the Library Reviews'



 Yelena sonunda vatanına dönüyor. Ardında sevgilisi Valek, güç ikilileri diye bilinen Ari ve Janco olmasa Yelena Sitia yolculuğunu neredeyse sevecek. Fakat bir yandan da Yelena kendisiyle çelişiyor. Yeni ailesine nasıl uyum sağlayacak? Dostlarını özlemeden durabilecek mi? Sitialılar onu nasıl karşılayacak? Peki şimdi ne olacak?
 İlk kitabını ayıla bayıla bitirdiğim yazar ikinci kitabında çıtayı hiç düşürmemiş, aksine oldukça yükseklerden uçmuş. Harika bir kurgusu var kitabın. Direk ilk kitabın bittiği yerden devam ediyor bu da okumayı kolaylaştırıyor. Fantastik ögeler birinci kitaba göre daha baskın, sonuçta büyücüler diyarına gidiyoruz. Yine zevkle okunabilecek bir kitap. Zehir Ustası'nı okuyan herkes Büyü Ustası'nı da okumalı...
Dikkat buradan sonrası spoiler içerebilir!
 Yelena minicik bir çocukken koparıldığı ailesiyle ancak yetişkin bir kızken buluşabiliyor. Ailesinin sıcak karşılaması, annesinin yoğun sevgisi Yelena'ya oldukça yabancı şeyler. Bir de ağabeyi Leif sorun çıkartıp duruyor. Ixia'da kimseye güvenmemeyi kendine ilke edinmeyi öğrenmiş olan Yelena ailesi olan bu insanların yanında sorunlar yaşıyor. Leif onu Ixia'lıya benzemekle suçluyor. eh on dört sene orada kalmış o benzemesin de ben mi benzeyeyim dedim kitap boyunca. Yelena da çok masum değil hani, o kaçırıldığı zaman sekiz yaşında olan ağabeyini onu kurtaramamakla suçluyor. İkisi de birbirinden çocuk. Kavga etmeleri kaçınılmaz.
 Bela mıknatısı kızımız bu sefer de Sitia'yı ele geçirmeye çalışan bir grup katil büyücünün planlarına bulaşıveriyor. Bu büyücülerin içinde genç büyücüleri öldürüp ruhlarını çalan büyücüler var. Yelena da bu işi durdurmak istiyor tabi. Aynı zamanda komutan dışişleri bakanı kılığında ülkelerarası ilişkiler için Sitia'ya geliyor. Valek de bir şekilde Sitia'ya Yelena'nın yanına geliyor. Sitialılar bir görse Valek'in bağırsaklarından papyon yapacaklar ama kimin umrunda... ah Valek ah!
 Komutanın Yelena'ya teklifi var. Onca karışıklığın arasında bir de bu iş Yelena'nın aklını karıştırıyor. Yelena yine bir zihinsel keşmekeş yaşıyor. Dışarının da kafasının içinden pek farkı yok. Birinci büyücüde de bir şeyler var ama hadi neyse...
 Snyder insan psikolojisinden iyi anlıyor bence. Özellikle Leif'in davranışları o kadar tipik ki... Bir yandan pişmanlık yaşıyor kendinden nefret ediyor bu nefretini de zihninde nefretin sebebi olarak belirlediği Yelena'ya yöneltiyor. Çevremizde birçok insanda görülen bir şey bu. Aynı zamanda Leif yıllar boyunca Yelena'nın büyüyebileceğini idrak edememiş. Kafasında Yelena altı yaşında gelecek. Yelena'dan nefret ediyorum hanesine bir puan daha. Ay Adam sağolsun Yelena'yı ikna etti de Yelena Leif'i iyileştirdi.
 Son olarak Yelena ve atların sohbetlerine hayran kaldım. Kiki'ye bir şey söylüyor Kiki hemen "Nane şekeri?" diye nane şekeri istiyor. İnsanlara isim takıyorlar falan. Zaten teşekkür kısmını okursanız yazarın Kiki'yi gerçekte var olan Kiki isimli bir attan ilham alarak yazdığını görebilirsiniz.


Alıtılar:

 "Senin hayatta olduğuna inanan Leif'ten başka kimse kalmamıştı. Bir yerlerde saklanıyor, bir oyun oynuyor olduğuna inanıyordu. Geri kalanımız yas tutarken Leif her gün seni ormanda arayıp durmuştu."
 "Aramayı ne zaman bıraktı?"
 "Dün."
Yelena ve babası. Yelena ortaya çıktıktan bir gün sonra. Leif'ten kitap boyu nefret etmeme engel olan diyalog.


 "Bence hisara dönmekten korkuyorsun."
 "Ne?"
 "Hisardan uzak kalmak; bir ruh-bulan, bir kız evlat ve kız kardeş olduğun gerçeğiyle yüzleşmemek kolayına geliyor."
 "Korkmuyorum."
 "Korkuyorsun."
 "Korkmuyorum."
 "Korkuyorsun."
 "Senden nefret ediyorum."
 "Hislerimiz karşılıklı. Geliyor musun?"
 "Şimdi olmaz. Bunu biraz düşüneceğim."
 "Hisara dönmezsen ben haklı çıkarım. Beni her gördüğünde de öyle çalım satarım ki usanırsın."
 "Sanki şu an yaptığın farklı bir şey."
 "Senin gördüğün ne ki? Ne kadar dayanılmaz ve asap bozucu olabileceğimi bir bilsen. Ağabeyin olarak bu doğuştan edindiğim bir hak."
Yelena ve Leif. Sonunda buzlar eriyince. Kitap boyu bu diyalogu bekledim. Nedenini bilmiyorum ama ağabey-kızkardeş ilişkilerini çok seviyorum. Hep bir ağabey istemişimdir. Bu diyalogu sonunda okuduğumda sevinçten yerimde duramamıştım. :) Ağabey olarak doğuştan hakkıymış sevsinler.


 "Benimle gel."
 "Daha öğrenmem gereken çok şey var. Hazır olduğumda Ixia ve Sitia'nın yeni arabulucusu olacağım."
 "Bu görev başına dertler açabilir."
 "Açmasa sıkıntıdan patlarsın."
Yelena ve Valek. Valek Ixia'ya dönerken. Bu diyaloga çok güldüm. Yelena nasıl pişkin bir şey olmuş öyle. Valek çok şımarttı bu kızı çok :D

21 Şubat 2014 Cuma

Olivia Cunning - Tutkulu Notalar (Sinners on Tour 1)



Kitap Adı: Tutkulu Notalar
Orijinal Yayınevi: Ephesus
Seri Adı: Günahkarlar Turnede (Sinners on Tour)
Tür: Romantik, Erotik
Puanım: 7.3

Kitap arkası: "Müzik hiç bu kadar ateşli olmamıştı! 

Sahnelerin en seksi metal grubunun baş gitaristi Brian Sinclair, yaratıcılık kıvılcımını kaybettiğinde, bastırılmış dehasını ortaya çıkarabilmek için grubunu tutku dolu gecelere sürükleyecekti.

Tutkulu notaları ortaya çıkaran kadın...

Seksi psikolog Myrna Evans "Günahkârlar" ile birlikte tura çıktığında, gruptaki herkes onu baştan çıkarmaya çalışır ama Myrnanın elde etmek istediği tek adam Briandır...

İki aşığın çılgın ve dizginlenemez tutkuları, onları yepyeni bir boyuta taşırken kendilerini sınırsız arzu ve günahlarla dolu bir turnede bulacaklardı...

Ve artık siz de bu ritmin esiri olacaksınız !

Tutkulu Notalar ateşli, seksi ve son zamanlarda okuduğum en eğlenceli kitaplardan biri. Fiction Vixen

Bu çocuklar çok şehvetli, seksi ve son derece çekici 
Night Owl Romance

Cidden şehvetli... 
Find the Time to Read

Günahkarca ateşli sahnelere hazır olun...
Dreys Library

Olivia karakter yaratmada muhteşem bir iş başarmış ve hepsini seveceksiniz. 
Romance Reviews

Tek kelimeyle: Ateşli 
Moonlight to Twilight"



 Myrna Evans bir psikoloji profesörü. Alanı da cinsellik. Myrna ateşli bir kadın. Seks yapmayı seviyor. Yatakta yeni şeyler denemekten zevk alıyor ve oldukça becerikli. Eh alanı da bu olunca ne yapması gerektiği konusunda da başarılı. Herkesin mükemmel kadın dediğini duyar gibiyim. Ama değil. Myrna'nın yataktaki becerisi kocası tarafından fahişelikle itham edilmesine yol açmış. Myrna biten evliliğinin travmasını bir dövme misali üzerinde taşıyor.
 Brian Sinclair, Günahkarlar'ın solo gitaristi. Mr. Magicfingers. Hayranları onu üstad Sinclair olarak tanıyor. Brian grubun romantiği. Seviştiği kızı sahipleniyor. Kibar ve hep iyi niyetli.Bu sebeple hep aldatılıyor ya da terkediliyor. Rock yıldızı olduğu için kötü kızların hedefi oluyor.
 Kader bu iki hasarlı insanı bir şekilde bir araya getiriyor işte. Myrna'nın eski evliliğini atlatıp kendine güvenmesi gerek. Brian'ın da çevresindekilere güvenmeyi öğrenmesi lazım. Bu iki insanın birbirlerine duyduğu ihtiyaç yaralarını sarmak için cesaret bulmalarına yardımcı olacak


Dikkat! Buradan sonrası spoiler içeriyor.


 Sevgili okur.
 Birçok blog yazarı Myrna'nın yaşına takmış durumda fakat zaten çoğu ülkede evlilik yaşı otuz. Myrna gayet genç bir kadın. Brian arkadaşları gibi değil ciddi bir ilişki peşinde bu sebeple Myrna ideal.
 Myrna'nın turneye dahil olma planı oldukça zekice. Brian'ı istiyor. Brian onu istiyor. Birbirlerine ihtiyaçları var. Grubun bu birlikteliğe ihtiyacı var. (Brian Myrna ile sevişirken harika besteler yazıyor.) Alan memnun satan memnun anlayacağınız. Hem Sticks'i yola sokacak bir anne modeli lazım.
 Sed'e biraz kızgındım ama Sed'in Brian'ın kızlarına 'çakmasının' sebebi var. Sed terkedilmiş, sorunları var ve kızlara güvenmiyor. Kız kurlarına cevap verirse zaten Brian'ı haketmiyordur diyor. Tamam yöntem yanlış ama Sed doğru yöntemlerin adamı değil düzelmesi lazım.
 Trey'e üzülüyorum. Biraz kendine gelmesi lazım. Cinsel kimliğini asla kınamadım hatta onu renkli yapan şey o ama Brian'la arasındaki arkadaşlıktan öte bir şey değil. Daha aşık olmadığı için anlaması zor.
 Kitapta biraz aklıma takılanlardan biri de üçlü yapmaları oldu. Fakat sahne bitmeden bunun da Myrna'nın kendine güven sınavlarından biri olduğunu anladım. Myrna'nın cesur olmaya ihtiyacı var bu sebeple Brian onu oldukça zorluyor. Fakat aşk bu değil mi zaten. Sevdiğinin hayatının bir parçası olmak istemek. Yaralarını bilip ona göre davramak o yaraları elleriyle sarmak istemek. Üçlü seksi yadırgamadım bu sebeple.
 Kitabın en sevdiğim yanı grup üyeleri arasındaki arkadaşlık ve diyaloglar. Jace ve Eric, Treyve Brian, son olarak da hepsi ve Sed. Grup üyeleri çok renkli. Hepsinin farklı zevkleri var hepsinin özellikleri bambaşka. Birbirleriyle diyalogları çok iyi. Beş küçük oğlan çocuğu gibiler. En olgunları olan Sed bile en fazla ergenlik çağındaki ağabeyleri olur.

Alıntılar-Verintiler(iğrenç espri anlayışım ve ben)

 "Benim romantik bir gerzek olduğum konusunda seni uyardılar, değil mi?"
 "Hı?"
 "Aptalı oynama. Temkinli davranmak zorunda değilsin, Myr. Eğer on iki saatte sana aşık olacak kadar aptalsam, kalbimin kırılmasını hak ediyorumdur."


 "Şu anda seni bırakmaktan nefret ediyorum, ama gidip şu yeni soloyu kağıda aktarmam lazım. Umarım beni anlarsın."
 "Bence bu harika."
 "Vegas'a gidip evlenmek ister misin?"
 "Hım, aslında hiç istemem." 
 "Sormak zorundaydım."

 "Vegas'a gidip evlenmek ister misin?"
 "Tanrım, hayır!"
 "Neden bu kadar karşısın anlamıyorum. Denemeden bilemeyiz ki..."
 "Bir kere denedim. Pek hoş bir deneyim olmadı."

 "Neden bana öyle bakıyorsun?"
 "Benim evimdesin, ocağımda yemek yapıyorsun."
 "Şimdi benden çıplak ayakla gezip, hamile kalmamı ve fırfırlı bir mutfak önlüğü takmamı istersen seni bir güzel benzeteceğim."
 "Ayakkabı giyebilirsin."
 "Vay sağ ol. Ne kadar da cömertsin."
 "Biliyor musun,  buradan Vegas'a arabayla gitmek sadece dört saat."
 "Hiç o konuya girme, Brian."

 "Biliyorsun, önümüzdeki hafta Nevada'da konser vereceğiz. Vegas'a gidip evlenmek ister misin?"
 "Hiç sormayacaksın sandım."

 "Canavara binebilir miyim"
 "Canavara binmek için en az bu boyda olmalısın."
 "Bunun için uygunum gibi görünüyor."
 "Ona bindiğiniz sürece eşyalarınızı rehin bırakın ve kollarınızla bacaklarınızı içeride tutun."

 Trey: Kiraz sevmemeniz benim suçum mu?
 Brian: Kimse tavada kızartılmış kirazdan hoşlanmaz.
 Trey: Ben hoşlanırım
 Myrna: Senin için kirazlı turta yapacağım, tamam mı?
 Trey: Seni seviyorum. Brian, kadınını seviyorum.

Arkadaşlar eksiklerim olursa bildirmekten çekinmeyin kusuruma da bakmayın. Telefondan bu kadar olabiliyor. İki düzine alıntı ayırdım aslında ama "kitabın tamamını yazsaydın." esprisi duymamak için bu kadar yazdım :D

Maria V. Snyder - Zehir Ustası (Poison Study, Study Series 1)


Kitabın Adı: Zehir Ustası
Orijinal Adı: Poison Study
Yayınevi: DEX 
Sayfa Sayısı: 370
Türü: Fantastik, Macera, Distopya
Puanım: 7.9

Kitap Arkası: 'Hızlı bir ölüm mü isterdin, yoksa yavaş yavaş öldüren bir zehir mi içerdin?
 Yelena idam edilmek üzereyken sıradışı bir teklif alır: Ixia'nın yeni komutanı Ambrose'un çeşnicisi olmayı kabul ederse, hapisten kurtulup sarayda yaşayacak ve en güzel yemekleri yiyecektir. Ama komutanın başmuhafızı Valek, Yelena'ya kaçmaması için Kelebek Tozu adında bir zehir içirir. Böylece Yelena, Valek'ten her gün panzehir almak zorunda kalacak aksi takdirde ölecektir.
 Yelena zehir konusunda eğitim alır ve giderek uzmanlaşır; saraya dostlar edinmeye bile başlamıştır. Fakat bu kez de yetimhanedeki korkunç geçmişi Yelena'nın peşini bırakmaz. Çok geçmeden, yeni askeri yönetime isyan eden suikastçılar ve görüldüğü yerde vurulması emredilen büyücüler de, Yelena'nın düşmanları arasına katılır.
 Zehir Ustası, Maria V. Snyder'ın sürükleyivi, özgün ve ayrıntılarıyla büyüleyen fantastik üçlemesinin ilk kitabı
 "Her gün ölümün kıyısında yaşayan bir kadına ilgi çekici bir bakış. Yazarın öykü anlatma yeteneği, fantastik roman janrına büyük katkı sağlayacağının göstergesi."
Library Journal
"Okuduktan sonra okuyucularına hayal kurdiran ender kitaplardan biri."
Publisher's Weekly'

 Yelena, idamlık bir mahkum. Ölüm onun kaderi, sırasını bekliyor. Artık kabullenmiş. Hayatı pis kokulu taş bir hücrenin içinde sıçanlarla geçiyor. Bir sonraki saniyesinin garantisi yok, olsa bile zindandansa ölümü tercih eder eminim...
 Yelena'nın ölüm sırası geldiği zaman komutanın sağ kolu Valek, Yelena'ya hiçbir reddedemeyeceği bir şey teklif eder: Hayatını. Karşılığı mı? Her an ölebileceği bir görev. Komutan'ın çeşnicisi olacak. Öyle yemeği yiyeyim zehirliyse öleyim tarzı bir şey değil. Zehrin kokusundan bile türünü anlayabilecek sıkı bir eğitim alıyor. Komutanın sağ kolu Valek ona bir zehir içiriyor. Her sabah panzehiri ondan almasa ölecek. Bu sayede Yelena kaçamayacak, suçunu tekrarlayamayacak hatta hiçbir suç işleyemeyecek. Gerçi cinayet işlemesinin önemli bir sebebi vardı...
 Zehir Ustası ilk sayfalarından beni avucunun içine hapseden bir kitap. Bir saniye ortalık durulmuyor sürekli atraksiyon, sürekli macera. DEX yayınları çıtayı hiç düşürmüyor. En güzel fantastik kitapları buluf getiriyor. Zehir Ustası da bir çeşit fantastik distopya.
 Eksiği yok diyemiyorum. Her kitap gibi soru işaretleri var fakat hiç ünlemlik hatasını görmedim. Bayıla bayıla okudum diyebilirim.


 
 Kitap boyu karakterler arasındaki aşkı sezmekte oldukça zorlandım. Aksiyon dozu oldukça yüksekti şöyle durup yumuşak hisleri düşünmeye vaktim olmadı. Valek'in tavırlarından biraz belli oluyor gibi ama tabi Yelena inanmayınca biz de inanmıyoruz. Birçok yazar gibi "Bakışlarında aşk vardı ama ben beni sevdiğine inanmıyorum."vari cümleler yoktu. Yelena inanmıyorsa inanmıyor. İnandığı şeyden de oldukça emin. Valek arada kıskançlık yapmasa hiç anlamayacağız bu kızdan hoşlandığını. Yelena da anlayamıyor zaten. Valek yeni çeşnici eğitmek istemediği ve Yelena tipik "little sister" görünüşlü olduğu için yardım ediyor sanıyor. Yelena'ya saf diyemiyorum ben de öyle sandım ilk başta.

Şunu eklemeden edemeyeceğim; kitabın ithaf sayfasından alıntı:
"Size zehir verirken sizinle konuşup, şakalar yaparlar."
Kathy Brandt, kemoterapi üzerine:
mücadeleyi kaybetmiş iyi bir dost.



Dikkat! Buradan sonrası spoiler içerir.

 Yelena'nın büyücü olduğu baştan beri belliydi ama ben Irys'in suikast girişimini hiç anlayamadım. Alıp eğitmek yerine öldürmek kolay geldi galiba ilk başta.

 Sonu hoşuma gitmedi. Komutandan davranış yönetmeliğine gösterdiği sadakattan daha fazlasını hayatının kurtarıcısına göstermesini beklerdim. Gerçi kadının kalbi öyle buz tutmuş ki kadın olduğunu bile kabullenemiyor, tam bir kişilik karmaşası içinde.
 Kitabı başta diğer distopyalar gibi gelecek bir tarihte hayal etmiştim fakat bu geçmişte geçiyor. Farklılık yaratmış bunu çok sevdim.
 Valek nasıl bir katil anlamadım. Hiç acımasız suikastçi gibi değil. Çoğu zaman merhametli, iyi kalpli, kibar. Komutanına ettiği bağlılı yeminine rağmen suçsuz bulduğu idamlık mahkumları (nefsi müdafaa ve kaza sonucu cinayetten suçlu bulunanlar gibi) kurtarıyor. Benim bile aklım karıştı bu adamla ilgili Yelena ne yapsın değil mi?


Kitaptan diyaloglar;
 "Şatoda çalışan herkes maaş alıyor mu?"
 "Evet"
 "Çeşnici de mi?"
 "Hayır"
 "Neden?"
 "Çeşniciye parası peşin verilir. Yaşamından değerli bir şey var mı?"


 "Bana neden cinayet işlediğini anlat."
 "Hayır"
 "Neden?"
 "Çünkü bana inanmaya hazır değilsin."


 "Yelena. Bana bir keresinde Reyad'ı öldürme nedenine inanmaya hazır olmarığımı söylemiştin. Artık sana inanırım."
 Ona "Fakat ben sana söylemeye hazır değilim." yanıtını verip odadan çıktım.


 "Daha önce idam emri bizi ayıramamıştı. Bunun üstesinden gelmemiz mümkün. Birlikte olacağız."
 "Bu bir emir mi?"
 "Bir yemin."



Kitabı okurken bazı fotoğraflar çektim. Soldaki Hobby kendisi tavşan. Yanındaki Lilly kendisi ayıcık. Minik olan da Tobby (nam-ı diyar Tobias) kendisi köpüş :)

Ve benim okuma şeklim. Mutlaka yatakta ve defterimle. Deli olabilirim ama defersiz film izlemem her kitabı da not almaya dikkat ederim.
Benden bu kadar iyi okumalar
ilk yayınımda eksiklerimi maruz görün :)